You are using an outdated browser. For a faster, safer browsing experience, upgrade for free today.
Blog & Makaleler

YÜZME HAVUZLARINA DİKKAT



Bunları Biliyor musunuz?

YÜZME HAVUZLARI TEHLİKE SAÇIYOR!
Havaların yavaş yavaş ısındığı şu günlerde, yüzme ve serinlemek için başvurabileceğimiz yerlerin başında yüzme havuzları gelmektedir. Bu nedenle, en azından bu eğlenceli yerlerin olması gereken teknik ve hijyenik durumları konusunda bazı bilgileri paylaşmak istiyorum.
Yağışlarla birlikte soğuk günlerin geride kaldığı bu yıl da yüzme havuzları tehlike saçmaya devam edecek. Havuz ve havuz suyu temizlenmesi ve şartlandırması ile ilgili özellikle sıcakların artmasına paralel, neredeyse her gün insan ve çevre sağlığını tehdit eden olaylar yaşanmaktadır.
Ülkemizde yüzbinin üzerinde ticari amaçlı yüzme havuzunun bulunduğu sanılıyor. Özellikle çok sıcak günlerde bu havuzların çoğunluğu kapasitelerinin (günlük bir kişi için 30 metreküp su gerekli) çok üstünde kullanıldığı için havuz suları, kimyasal ve mikrobiyolojik açıdan hızla kirleniyor. Bu duruma, havuz kimyasallarının yanlış kullanımı da eklenince, kirlilik tehlikeli boyutlara ulaşarak insan sağlığını ciddi ölçüde tehdit ediyor. Bütün bunlara kimyasal madde kazaları nedeniyle zehirlenmeler, hatta ölüm olayları da dahil edilirse farklı sonuçlar elde edilir.
Bu değerlendirmeler, üstelik ülkemizde bu kazalara ilişkin halen resmi istatistiksel bir veri olmaması dikkate alınırsa, konu yaşamsal nitelikte sayılabilir.
Sağlık Bakanlığı tarafından 27886 sayılı "Yüzme Havuzlarının Tabi Olacağı Sağlık Esasları ve Şartları Hakkında Yönetmelik" 6 Mart 2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmişti. Yönetmelik; yüzme amacıyla kullanılan açık ve kapalı yüzme havuzları ile sularının hijyenik şartlara uygunluğu, yüzme havuzu sularının kalite standartlarının belirlenmesi, denetlenmesi ve izlenmesi ile ilgili usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkarılmıştı. Daha sonra 15 Aralık 2011 tarihinde 28143 sayılı bir yönetmelikle mevcut yönetmeliğin bazı maddeleri yeniden düzenlenerek yürürlüğe konulmuştu.
Bu yönetmeliklere rağmen havuz ve havuz sularının temizlenmesi ve şartlandırılmasında önemli sorunlar yaşanmakta ve insan sağlığı ciddi olarak etkilenmektedir.
Bu alanda kullanılan Stabilizatörlü (Siyanürik asitli) dezenfektanlar, havuz sularındaki birçok parametrenin yüksek düzeyde olması, insan sağlığı açısından risk taşımaktadır. Kapalı havuzlarda stabilizatörlü dezenfektan kullanılması yasaktır. Açık havuzlarda kullanılması tartışılmalıdır. Ayrıca, klorlu dezenfekte işleminde de havuz suyunda bulunabilecek en yüksek serbest klor oranı gözden geçirilmelidir. Yüzme havuzlarında, genellikle çeşitli dezenfektanlar, pH düzenleyiciler (asitler, bazlar), yosun önleyiciler, filtre ve yüzey temizleyiciler, çöktürücüler, berraklaştırıcılar (parlatıcı) ve hijyen sağlayıcılar ile diğer çevre temizlik malzemeleri kullanılır.
Havuzların temizlenmesi amacıyla kullanılan kimyasallar birbirinden farklı özellikte olup, eksik ya da aşırı kullanımı veya birbirleri ile etkileşimleri sonucu ortaya çıkan zararlı ve zehirleyici gazların çevreye yayılması ya da havuz ve havuz sularının gerçek anlamda temizlenememesi sonucunda insan sağlığı tehlikeye düşmektedir. Havuz ve havuz suyunun yetersiz temizlenmesi durumunda mantar, hepatit, zehirlenmeler ve allerji en sık rastlanılan sağlık sorunlarıdır.

Havuz suyu operatörü yönetmeliğe göre, "yüzme havuzlarında kullanılan suyu kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolojik yönden kullanıma hazırlayan, bu konuda eğitim almış ve en az lise mezunu kişi"dir.
Gerçekten de bu mesleği yapacak kişilerin en az lise mezunu hatta kimya meslek lisesi mezunu olmalarında fayda var. Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, ilkokul mezunlarının da bu tür sertifikaya dayalı eğitimlere katılarak meslek sahibi olmalarında ısrarcıdır ki, birinci sorun budur. Meslek uzmanı olmayan kişilerden eğitim alan operatörlerin ne kadar ve hangi düzeyde eğitim aldığı ve yetiştiği konusu tartışmalıdır. Havuz ve havuz suyunun işletmesi başka, kimyasal olarak temizlenmesi ve şartlandırılması ise başka bir şeydir.
İkinci bir konu, havuz suyu operatörlerinin anılan yönetmelikte lise mezunu olması gerektiği açıkça tanımlanmışken bu eğitimi gerçekleştiren Halk Eğitim Müdürlükleri, bu koşula dikkat etmemekte, ilkokul mezunlarına dahi eğitim ve sertifika verilmektedir. Yine, modüler programda eğitim süresi 40-160 saat aralığında tanımlanmışken, eğitim ne yazık ki asgari süre içerisinde gerçekleştirilmektedir.
Yukarıda görüleceği üzere eğitim için gerekli koşulu sağlamayan kişilere meslek uzmanı olmayan kişilerce verilen eğitim (!) sonrası yetiştiği farz edilerek yetkilendirilen kişiler tarafından, havuz ve havuz suyunun şartlandırılmasında her yıl binlerce sağlık vakası yaşanmaktadır. Klorla asitlerin ya da klorla çamaşır suyunun birlikte kullanılması sonucu zehirli gaz çıkması, hepatit, mantar, alerjik hastalıklar, havuz giysilerinin ağarıp yıpranması en sık görülen sorunlardandır.
Sektörde birçok dezenfektan var, ama halen ülkemizde ve dünyada yüzme havuzlarında en çok kullanılan sıvı klor, yani sodyum hipoklorittir. Bu dezenfektan özellikle ucuzdur ve kolay temin edilir. İyi eğitilmemiş ya da seçilmemiş operatörler, klor dezenfektasyonu sürecinde klorun havuz suyu içindeki kimyasal reaksiyon kademelerini iyi takip edemez, çoğunlukla "Bağlı klor" oluşumuna neden olur. Bağlı klor, klorun bir organik yapı içine girip parçalanmadan önceki halidir ve insan sağlığına zararlıdır. Eğer, havuz suyuna yeteri kadar klor verilmez ise suya geçen idrar ve ter gibi atıklarda bulunan amonyak, azot gazına dönüşmeden kloramin basamağında kalır. Bağlı klor, işte budur. Yoğun klor kokusu havuz suyunda bağlı klor oranının yüksekliğine işaret eder. Sularda kimyasal ve mikrobiyolojik parametreler standartlara uymuyorsa, birçok sağlık sorunu yaşanır. Bağlı klorun yüksekliği gözde ve ciltte iritasyona, orta kulak iltihabına, mayo ve boyalı saçlarda renk atmasına neden olur. İnsan dışkısından kaynaklanan (Fekal) kirlenmeler, başta dizanteri, kolera, bulaşıcı sarılık (viral) ve amipli dizanteri gibi hastalıklara yol açabilir.

  • Paylaş