GIDA VATANDAŞLIĞI
Bunları Biliyor musunuz?
GIDA VATANDAŞLIĞI
Son iki yıldır gündemimize giren COVID-19 bağışıklık konusunu da tekrar hatırlattı. günlerde bağışıklık sistemimizi güçlendirmek adına , diyetisyen, doktor , yakın çevre, sosyal medya her gün bir şifalı meyve , baharat ve sebzeden söz ederken, önümüze sürekli bir mucizevi karışım reçetesi konur oldu. Bu bilgiler akla şu soruyu getiriyor : ‘Ne yediğimizin farkında mıyız ?’
Bilimsel çalışmalar; çocuk sahibi olma, kanser, kronik hastalıklara yakalanma, beslenme düzenini değiştiren, yediklerimizi sorgulamaya iten ilk nedenler arasında. Bebek sahibi olanlar, daha hamileliğin ilk aylarından başlayarak organik gıdaya ulaşmaya çalışıyorlar. BU dönemde , beslenme alışkanlıklar, tercihleri değişmeye, dönüşmeye başlıyor. Hatta küçük bahçe deneyimleri, ev yapımı ekmek ve yoğurt üretimine geçiliyor. Bu değişim ve beslenme şekli kimi ailelerde kalıcı dahi olabiliyor. Kanser gibi çağımızın vebası olarak tanımlanan hastalıklara yakalanıldığı ya da yakalanma olasılığı bulunduğu zamanlarda da benzer durumlar yaşanıyor. Doğal karışımlar, mucizevi bitkiler, köyden, doğadan ürünler çare olarak görülüyor.
Peki neden hastalanmadan önce sağlıklı beslenme akla gelmiyor? Aklımızda deli sorular olarak gezinen gıda şüphesi, ne yediğimizin sorgulanması neden bu durumlarda ayyuka çıkıyor?
Gıda, karın doyurmaktan öte yaşam için vazgeçilmez olarak görüldüğünde tekrar baş rolü alıyor. Hangi gıdanın vücudun hangi gereksinimlerini giderdiği, ne tür bitkinin hangi astalıkları tedavi etme özelliği olduğu araştırılmaya başlanıyor. Mevcut konvansiyonel tarım sistemi içerisinde yoğun gübre, tarım ilaçları ve kimyasallar kullanılarak üretilen gıdaların besleyici rolü ise koca bir soru işareti.
Bugün gıdalarımızda bulunan birçok madde besleyici değildir - aslında vücuda ZARARLIDIR.
Her yıl kontrolsüz şekilde 3 milyar kilo pestisid ve herbisid gıdaların üzerine püskürtülmektedir.
Dünyada üretilen ANTİBİYOTİKLERİN %70’i yem katkısı ve tedavi amacı ile çiftlik hayvanlarında kullanılmakta ve bu yolla gıdalarımıza bulaşmaktadır.…
Konvansiyonel tarımın, çevre kirliliğinde de önemli bir payı var. Bugün dünyaya yayılan sera gazının %50’den fazlası tarımsal üretim tarafından salınıyor. Gıdalardaki kalıntıları dışında pestisitler, toprakta ve sularda yıllarca etkisini yitirmeden kalabiliyor. Doğal hayattaki canlı yaşamını da etkileyen pestisitler, her yıl binlerce türün kitlesel yok oluşuna sebep oluyor .
Bu bilgiler ışığında tüketilen gıdalardan şifa beklemekten çok ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek hastalıkların temelini atmalarını beklemek daha doğru olacaktır.
Alternatif Gıda Ağları
Son 40 yıl içinde yediklerimizdeki değişim 10.000 yılda olandan daha fazladır . Artık tüketilen gıdanın hiç de iyi olmayan bir şekilde değişimi toplumun her kesimi tarafından kabul edilen bir gerçek. Burada iki seçenek ortaya çıkıyor. Bu değişimin farkında olup dönüşen tarım sisteminden şikayet ederek mevcut gıda tüketim alışkanlıklarına devam etmek ya da doğa dostu sürdürülebilir üretim yapan küçük üreticinin ürünlerinin satıldığı alternatif gıda ağlarına ulaşmaya çalışmak.
Çoğunlukla sivil toplum tabanlı tüketici hareketleri olan Gıda Toplulukları, kooperatifler alternatif gıda ağları olarak adlandırılır. Bu alternatifler gıda üretiminde tekel olmuş şirketlerin yerine yerel üreticiyi koyarken, mevcut tedarik ağlarının da alternatifini kullanıyor. Süpermarketler yerine ve semt pazarları koyarken, doğayı, üretici emeğini ve gıda sağlığı ön plana koyuyorlar. Vatandaşların aktif rol oynadığı bu ağlarda, gıda sistemini yeniden şekillendirilirken, gıdanın ekonomik değeri dışında, sosyal, kültürel ve çevresel boyutları da yeniden değerlendirilmeye başlanıyor .
Alternatif gıda ağlarının ortak özellikleri; ekolojik üretim yöntemlerinin kullanıldığı ürün ve üreticilere ulaşmak, yerel ve mevsimsel ürünleri tercih etmek, karbon ayak izini göz önünde bulundurarak mesafeleri dikkate almak, üreticilerin adil ücret almasını sağlamak ve tüm gelir seviyesindeki vatandaşlar için kaliteli gıdaya erişimi mümkün kılmaktır .
Alternatif gıda ağları; gıda üretim, dağıtım ve tüketim uygulamalarına daha geniş kapsamlı dahil olmayı amaçlarken, değişen tarım ve gıda sistemi içerisinde sivil toplum rolünü “gıda vatandaşlığı” kavramıyla bizlere sunar.
Gıda Vatandaşlığına Doğru
Gıda Vatandaşlığı;
“sosyal ve ekonomik açıdan adil ve çevresel olarak sürdürülebilir bir gıda sisteminin geliştirilmesini destekleyen, tehditten ziyade gıda ile ilgili davranışlara (dar ve geniş olarak tanımlanmış) katılma uygulaması.”
olarak tanımlanabilir.
Gıda ile olan ilgisini çılgınca alışverişin ötesine taşıyan gıda vatandaşları, çiftlikten çatala gıdanın ütm aşamalarına gıda ağları aracılığıyla daha fazla dahil olma şansını yakalarken, üretici ve tüketici arasında farklı sosyo-ekonomik ilişkileri yeniden kurarak, başta kendilerinin olmak üzere, gıdaya olan kaybolan güvenin geri kazanılmasına da yardım etmiş olur.
Ne yediğinizin farkında olmayı, gıdanızın ne şekilde üretildiğini önemsiyorsanız, seçimlerinizi doğa dostu olarak üretilmiş gıdalardan seçmeye çalışıyorsanız, gıda vatandaşlığına adım attınız demektir
Gıda alışveriş alışkanlığını bugün tek bir ürün üzerinden değiştirmeye başlamak, bunu zamanla tüm beslenme düzeninize yayacaktır.
Dayatılan zincir marketler dışında başka gıda temin yolları arayışına girmek , kişiye aynı hassasiyetleri paylaşan kişi ve kurumlarla tanıştıracaktır. Sürece dahil olma ve üretici ile ilişki kurma, üreticiyi tanıma, gıdaya olan güveni sahte sertifika güveninden karşılıklı güvene boyutuna taşır. Üretim süreçlerinin tüm zorluklarını bilme, üretime harcanan emeğin farkında olma üreticilerin adil ücret almasını sağlamakla birlikte ürün fiyatlarındaki değişimi de kabul edilebilir kılar. Hep birlikte zor zamanlardan geçerken ne yediğimize her zamankinden daha önem vermeye başladık. Hepimiz bu dönemi atlattığımızda yapmak istediğimiz ama yapamadığımız, değiştirmek istediğimiz ama değiştiremediğimiz alışkanlıklarımızı değiştirme listeleri oluşturur olduk. Bir değişiklik de yediklerimiz üzerinden olsun. Bir yerden başlayalım. Doğru kaynağına ulaşmayı hedefleyelim. Gıdaya olan kaybettiğimiz güveni birlikte geri kazanalım.