Dünyanın en mükemmel gıdası yoğurt
Ne Yediğini Ne İçtiğini Bil
Herkes için yoğurt
Yoğurt deyip geçmeyin; günümüzde çeşit çeşit yoğurt market raflarını süslüyor. Kilo almaktan kaçınanların imdadına yine yoğurt yetişiyor. Sofralarda yağlı peynirlerin yerini alan hafif ve doyurucu bir yiyecek olmasının yanında, protein ve kalsiyum yönünden hiç de aşağı kalmıyor.
Yoğurdun geçmişi tam 4 bin yıl öncesine kadar uzanmakta. Yapılan hesaplar bunun en iyi ihtimalle biraz abartılmış olduğunu gösterse de, kaynaklar Cengiz Han’ın askerlerine yoğurt yedirdiğini anlatıyor. Cengiz Han’ın ordularının yediği yoğurt bugün yediğimiz meyveli, tatlı ve aromalı yoğurtlara hiç benzemiyordu elbette. Özellikle ABD’de yoğurt dendiğinde akla bu tür tatlar geliyor. Zaten yoğurt ile 1930’larda tanışan Amerikalılar’ın beslenme konusundaki zevkleri dünyanın geri kalanından bir hayli farklı. Avrupalılar ise yoğurdu 1919’da, Barcelona’lı bir girişimci olan Isaac Carasso sayesinde tanıdı. Carasso, ürüne oğlu Daniel’in takma adı olan Danone’yi verdi. İlk başta sade formuyla piyasaya sürüldü, 1960’larda tatlandırılmış aromalar satışa çıktı. Bu yıllarda popülaritesini giderek artıran yoğurdun satışı 1970’lerde yüzde 200’lük bir artışa ulaşmıştı.
İçerdiği canlı ve aktif kültürler sayesinde sağlık üzerinde büyük faydaları bulunan yoğurt kalsiyum, protein ve riboflavin yönünden son derece zengin bir besin.
Yoğurt üretiminde kullanılan laktik asit bakterilerinin kanser, enfeksiyonlar, mide-barsak hastalıkları ve astım gibi hastalıkları önleyici etkilerine bakılmış ve tüm bu hastalıkların oluşmasında en önemli nedenin bağışıklık sistemi olduğu saptanmıştır. Yoğurdun bağışıklık sistemini uyarıcı etkisi bilinmektedir. Bu etkinin hastalıkların önlenmesinde önemli bir etken olabileceği belirtilmektedir. Yoğurdun fazla tüketildiğinde özellikle yaşlılar gibi bağışıklık sistemi baskılanmış gruplarda bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıklara karşı direnci arttırmaktadır. Uygun ve lezzetli bir kalsiyum ve fosfor kaynağı olan yoğurt, özellikle kemik ve dişlerin oluşumunu destekler, Kalsiyum yanında, vitamin (Vitamin A, Vitamin B12, Vitamin D, Vitamin B2, Vitamin B6,) ve protein içerir. Yoğurt yemek kalsiyum eksikliğini kapatmaya yardım etmek için atılacak basit bir adımdır.
Bilinen faydaları arasında osteoporozu önlemesi, laktoz entoleransını yatıştırması, antibiyotiklerin yan etkilerine, küf enfeksiyonlarına ve diareye karşı koruması sıralanıyor. Hepsi bu kadar da değil: yoğurdun kolon kanserinden koruduğu, bağışıklık sistemini güçlendirdiği, kolesterolü düşürdüğü, sindirim zorluklarını giderdiği ve nazal alerjik semptomlara iyi geldiği bilimsel olarak ispatlanmıştır.
Rönesans dönemi Fransasında akut bağırsak sorunları yüzünden büyük sıkıntı çeken Kral I. François’ya Osmanlı padişahının geçmiş olsun hediyesi olarak bir koyun ve yoğurt yolladığı söyleniyor. Hikayeye göre yoğurt, kralın midesine iyi geliyor ve ‘yoğurt’ adı dilden dile yayılıyor.
Beğeniniz nasıl olursa olsun, her damak tadına uygun bir yoğurt mutlaka var. Dahası, yoğurdu tek başına yemek zorunda değilsiniz. Yoğurtla birbirinden leziz tarifler hazırlamak mümkün.