You are using an outdated browser. For a faster, safer browsing experience, upgrade for free today.
Blog & Makaleler

Depremde Su güvenliği



Bunları Biliyor musunuz?

Depremde Su güvenliği

Geçmiş depremlerde edinilen tecrübeler, içme suyu şebekesinin yer sarsıntısından dolayı ağır hasar görme ihtimalinin çok fazla olduğunu göstermiştir.  Dünyanın çeşitli ülkelerinde meydana gelen büyük depremler sonrasında acil su temini ve sanitasyon hizmetlerindeki aksamaların, salgın hastalıkları artmasına ve ilave can kayıplarına neden olmuştur. Birçok ülkenin deprem sonrasında acil su temini ve sanitasyon hizmetleri konusunda yaşadığı olumsuz deneyimler önümüzdeki günlerde  bu hizmetlerin hızlı, güvenli ve sürekli bir şekilde verilebilmesinin önemini ortaya çıkartmıştır.  İçme ve kullanma suyu dağıtılan şehir şebekelerinin büyük bölümü hasar görmüş durumda. Birçok kentin su alma yapıları ve enerji nakil hatları da arızalı durumda. Bu nedenle birçok bölgeye su temini sağlanamıyor.  Zarar gören  elektrik hatları suyun arıtılmasını ve şebekeye basılmasını engelliyor. Hasarlık konutların çoğuna girilemiyor. Bu nedenle bu hatlara su verilmesinin de bir anlamı yok.   Depremden sonra ortaya çıkan  hasarların önemli  bir kısmı şu şebekelerinde oluşmaktadır. Geçmiş depremlere bakıldığında, içme suyu sistemlerinin  kaynaklanan hasarlara karşı savunmasız olduğu ve toplum sağlığının hasar gören şebeke noktalarından atık su sızıntısı ile risk altında olduğu görülebilir. Deprem bölgelerinde öncelikle su güvenliğini sağlamak gerekiyor. Çünkü suyla yayılabilecek bir salgın, hem durumun ciddiyetini  hem de sağlık sistemindeki iş yükünü son derece arttıracaktır.  Bölgedeki şebeke sularının sağlık açısından bir sorun yaratmadığı saptanıncaya kadar depremden etkilenen tüm bölgelerde içme suyu ihtiyacı bir süre daha ambalajlı sulardan sağlanacak gibi görünüyor.  Afetlerden hemen sonra geçici yerleşim sağlanıncaya kadar içme  suyu gereksiniminin ambalajlı  sularla karşılanması hem pratik hem de sağlıklıdır.   Düzenli bir şekilde su güvenliği sağlanana kadar çeşmeden akan suyun güvenilir olduğu tespit edilinceye kadar mutlak suretle o bölgeye güvenli su ulaştırmak gerekiyor.  Temiz su sağlamasında mobil su arıtma üniteleri kullanılabileceği gibi su tankerlerle de taşınabilir. Bu durumda, tankerin su taşımaya uygun olması, iyi temizlenmiş olması, temiz kaynaktan doldurulmuş olması ve doldurulurken suyun kirletilmemesi, dolum yapılan kaynak klorlanmamış ise tankerde klorlama yapılması çok önemlidir. Afet bölgesine girişte, tankerlerdeki suda kalıcı klor düzeyi mutlaka ölçülmeli ve klor içermeyen sular tankerde klorlandıktan (0.5 PPM – litrede 0.5 miligram serbest kalıcı olacak şekilde ) sonra tüketime verilmelidir.  Afet sonrasında bölgeye su ulaşıncaya kadar depremzedeler buldukları her kaynaktan su içip kullanma eğilimi  gösterecektir . Bunun sonucunda uygun olmayan içme sularının tüketimi  sonucunda ani ve yaygın salgınlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle  yeterli miktarda temiz suyun sağlanması kısa vadede çözülmesi gereken öncelikli bir sorun niteliğindedir. Depremden sonra su temini ve kanalizasyon sistemlerinin kullanılamaması sonucunda su temininde  ve atıksu uzaklaştırma sorununa kısa sürede çözüm bulunamaması durumunda felaketin getirdiği yük daha da ağırlaşacaktır.  Bu konuda geç kalınması süre ilerledikçe halk sağlığını tehlikeye atabilecek sonuçlar doğurabilir. Deprem bölgesi dışındaki büyükşehir belediyelerinin su ve kanalizasyon idarelerinin kısa sürede bu ihtiyaca yönelik çalışmalara başlaması kaçınılmaz .

SONUÇ/ÖNERİLER

Doğal afetlerin hemen sonrasında gıda ve su güvenliği kontrol altına alınmalıdır. Bunun için de olası bulaşıların önlenmesi önemlidir.

Tüm afetzedeler içme ve hijyen için yeterli miktarda suyu temin etmek, saklamak ve kullanmak için yeterli tesis ve koşullara sahip olmalıdır. Su kirliliğini ve ilgili hastalıkları önlemek için tüm kaynaklara yeteri kadar koruma ve özen gösterilmeli, afet sonrasında tüm su tesisleri onarılmalı ve uygun yöntemlerle dezenfekte edilmelidir. Özellikle biyolojik arıtma tesislerinde ve diğer tesislerde oluşabilecek hasarlar ile içme sularına pis suların karışması; cesetlerin, endüstriyel ve evsel toksik maddelerin suya karışması sonucunda salgın hastalıkların görülmesi kaçınılmazdır.

Mobil tuvaletler bir an önce temin edilmeli. Bu tuvaletlerin kurulacağı yerlere, çadır kurulan alanlara ve oluşturulan geçici barınma bölgelerine acil su temini hatları çekilmelidir. Acil su temini ve hijyen önlemi olarak merkezi bölgelere geçici su depoları ve çeşmeler konulmalıdır. Suyun kalitesi kontrol edilerek tankerlerle bu depolara sürekli su ikmali yapılmalıdır.

Sağlıklı Su Temini: Afetzedelere, geçici yerleşime geçinceye kadar  üç litre/gün/kişi,  su sağlanması gerekir. Olabildiğince kısa bir zamanda bu miktarın üzerine çıkılması gerekir. Geçici yerleşimle birlikte ve çok zaman geçirmeden kişi başına 15-40 litre/kişi/gün içme ve kullanma suyu temin edilmelidir.

Sağlıklı, güvenilir gıda ve temiz suya erişimin bir insan hakkı olduğu unutulmamalı, doğal afetten sağ kurtulmuş insanlar ve afet alanlarında çalışan arama kurtarma ekipleri gıda güvenliği riskine maruz bırakılmamalıdır.

Sağlıklı, güvenilir gıda ve temiz suya erişimin önemi  unutulmamalı, afetten sağ kurtulmuş insanlar ve afet alanlarında çalışan ekipleri su ve gıda güvenliği kaynaklı bir riske maruz bırakılmamalıdır.

 

  • Paylaş